İnsan Hamur Gibidir
İnsan Hamur Gibidir
Süleyman ÖZEROL
Süleyman ÖZEROL
En son hamur gibidir un ile suyu karıştırırken oranlarını ve bileşenlerini İyi ayarlarsanız güzel bir hamur elde eder, o hamurla da istediğiniz ekmeği pastayı tatlıyı ve diğer yiyeceklerinizi yapabilirsiniz. Hele de mayalı katkılı yapmak istiyorsanız daha bir başka olur. Kepeği alınmamış onu da unutmamak gerek…
Ne yaparsanız yapın su ve un gibi erkeğin özellikleri de kalıtsal olarak en az %50 etkiyle gelecek kuşaklara geçer. Nasıl ki kepek, maya, çeşitli katkılar hamurdan yapılan ürünlere başka bir tat veriyorsa eğitimde insanı öyle etkiler.
Hamurun hammaddesi olan tahıllardan kısaca söz edelim.
Tahıllar dünyanın dört bir yanında yetişen bilindiği kadarıyla İnsanlık tarihi kadar eski geçmişe sahip olan taneli bitkilerdir. Taneleri kurutulur öğütülerek un haline getirilir. Buğday, arpa, mısır, darı, çavdar ekmek yapımında kullanılan başlıca önemli tahıllardır.
Buğday, ekmek yapımında en çok kullanılan tahıldır.
Arpa, buğdaya benzer.
Mısır, yağı da çıkarılan bir tahıldır.
Darı, bozanın da hammaddesidir.
Çavdar, unu diğer tahılların ununa karıştırılarak kullanılır.
Tahıllardan mayalı ekmek, gilik, tandır, sac üstü, saç arası, somun, taş fırın, fetil, kömbe, yufka ve daha pek çok ekmek yapılır.
Görünüyor ki su ve unun karışımı ile oldukça zengin bir ekmek kültürü ortaya çıkıyor. İnsanoğlu ekmek parası, ekmek davası, ekmek tadı, ekmek gibi, ekmek arası ve pek çok anlamlı deyimle ekmeğin yaşamdaki önemini vurgulamış.
Konuyu insan hamur gibidir söylemene dönerek sürdürelim.
Kadın ile erkeğin kalıtsal özelliklerinin en az %50 ile gelecek kuşaklara aktarıldığını yinelemek istiyorum. Çünkü halkımız buna maya der ve mayanın yedi kuşak etkili olduğuna inanılır. Bu konudaki bilimsel veriler de olumludur. Sonrasında aile, okul, çevre, ülke ve dünyadaki pek çok etmen bu 'maya'nın biçimlenmesinde hamura yapılan katkılar gibi etkili olur. İnsanın kişilik biçimlenmesinde, olgunlaşmasında özellikler taşıyan bu etmenler kalıtsal özellikleri de değiştirebilir. Yani eğitim insanı değiştirebilir. Değişmeyen insanlar ise Sabahattin Eyüboğlu'nun deyimi ile “Aynı merada otlanıp, aynı derede su içmeyi” sürdürürler. Dünyanın değişen koşullarına uyum sağlamada da sorun yaşarlar.
Kısacası, diyalektik akışta değişim her zaman süregendir ve insanın bu süreçte hamur gibi yoğurup biçimlenmesi bitmeyecek ve bir şeyler eksik kalacaktır. Eğitimin insan davranışlarında yapacağı değişim de engellenecektir.
Ankara, 26 Nisan 2025
Ne yaparsanız yapın su ve un gibi erkeğin özellikleri de kalıtsal olarak en az %50 etkiyle gelecek kuşaklara geçer. Nasıl ki kepek, maya, çeşitli katkılar hamurdan yapılan ürünlere başka bir tat veriyorsa eğitimde insanı öyle etkiler.
Hamurun hammaddesi olan tahıllardan kısaca söz edelim.
Tahıllar dünyanın dört bir yanında yetişen bilindiği kadarıyla İnsanlık tarihi kadar eski geçmişe sahip olan taneli bitkilerdir. Taneleri kurutulur öğütülerek un haline getirilir. Buğday, arpa, mısır, darı, çavdar ekmek yapımında kullanılan başlıca önemli tahıllardır.
Buğday, ekmek yapımında en çok kullanılan tahıldır.
Arpa, buğdaya benzer.
Mısır, yağı da çıkarılan bir tahıldır.
Darı, bozanın da hammaddesidir.
Çavdar, unu diğer tahılların ununa karıştırılarak kullanılır.
Tahıllardan mayalı ekmek, gilik, tandır, sac üstü, saç arası, somun, taş fırın, fetil, kömbe, yufka ve daha pek çok ekmek yapılır.
Görünüyor ki su ve unun karışımı ile oldukça zengin bir ekmek kültürü ortaya çıkıyor. İnsanoğlu ekmek parası, ekmek davası, ekmek tadı, ekmek gibi, ekmek arası ve pek çok anlamlı deyimle ekmeğin yaşamdaki önemini vurgulamış.
Konuyu insan hamur gibidir söylemene dönerek sürdürelim.
Kadın ile erkeğin kalıtsal özelliklerinin en az %50 ile gelecek kuşaklara aktarıldığını yinelemek istiyorum. Çünkü halkımız buna maya der ve mayanın yedi kuşak etkili olduğuna inanılır. Bu konudaki bilimsel veriler de olumludur. Sonrasında aile, okul, çevre, ülke ve dünyadaki pek çok etmen bu 'maya'nın biçimlenmesinde hamura yapılan katkılar gibi etkili olur. İnsanın kişilik biçimlenmesinde, olgunlaşmasında özellikler taşıyan bu etmenler kalıtsal özellikleri de değiştirebilir. Yani eğitim insanı değiştirebilir. Değişmeyen insanlar ise Sabahattin Eyüboğlu'nun deyimi ile “Aynı merada otlanıp, aynı derede su içmeyi” sürdürürler. Dünyanın değişen koşullarına uyum sağlamada da sorun yaşarlar.
Kısacası, diyalektik akışta değişim her zaman süregendir ve insanın bu süreçte hamur gibi yoğurup biçimlenmesi bitmeyecek ve bir şeyler eksik kalacaktır. Eğitimin insan davranışlarında yapacağı değişim de engellenecektir.
Ankara, 26 Nisan 2025
Yorumlar
Yorum Gönder