8 Ağustos 2017 Salı

Virani Baba ve Amberi Baba Üzerine Savlar

Virani Baba ve Amberi Baba Üzerine Savlar

S. Gazi Yıldırım-Süleyman Özerol
(5 Ağustos 2017, Başören Köyü)
4 Ağustos 2017 günü Kızım Gül ile Hekimhan’a gittik. O alışveriş yaptıktan sonra köye döndü, ben 7. Hekimhan Ceviz, Maden ve Kültür Festivali çerçevesinde ilk kez gerçekleştirilecek olan, 'Geleneksel Köy Türküleri Ses Yarışması’seçici kurul üyesi olduğum için kaldım. Saat 15.00’den itibaren yarışma elemeleri başladı ve sonuçlandıktan sonra kardeşim Mustafa’nın evinde kaldım.
5 Ağustos 2017 günü kahvaltıdan sonra çarşıya çıktım. Belediyenin önünde Ahmet Duran Ercan ve Ahmet Sezgin bağlamaları ile bekliyorlardı. Bir süre sonra Kenan Şahbudak ile Bahri Kılıç da geldiler. Başören Şenliğinde sahneye çıkacaklarmış, beni de oraya davet ettiler. Hekimhan Belediye başkanı ve yardımcıları geldi, iki arabaya doluşup Başören’e gittik.
Başören’de Ankara’dan gelen Celal Yıldırım, Feyzi Şahin, Ali Şahin, Cennet Kılıç, Malatya’dan gelen Recep Şahin, Hüseyin Çelik, Kemal Çelik ve Nesrin Yıldırım ile görüştüm. Sunuculuğu öğretmen Kemal Çelik’in oğlu yapıyordu.
Yemek sırasında anılarını kitap bütünlüğünde düzenlediğim Ali Şahin’den Başören ile ilgili derleme araştırma çalışmaları yapan olup olmadığını sordum. Celal Yıldırım ile S. Gazi Yıldırım’ın adını verdi. Celal Yıldırım’ı Ankara’dan tanıyorum, bazı çalışmaları var. S. Gazi Yıldırım ile görüşmek istedim, geldi ve bir süre söyleştik. Söyleşimizin temelindeki iki konudan söz etmek istiyorum. Virani Baba ve Amberi Baba…

Virani Baba


Köyün adının değişimi ile ilgili olarak Başveren, Başviran, Başören sözcüklerinin temelinde yatan “ören” ya da “viran” sözcüklerinden hareketle ,”Ören nerede?” diye sordum. Köyün hemen altında bir yerde imiş…
S. Gazi Yıldırım, “viran” sözcüğüne bağlı olarak Alevilerin yedi ünlü ozandan biri kabul edilen Virani’nin buralı olduğunu ve adının buradan geldiğini, Virani’nin Aleviliği benimsemiş Ermeni âşıklardan olduğunu (kendisi ya da babası) da söyledi.
“Kula minnet eylemem” deyişinin Virani’ye ait olduğunu söyleyince, Nesimi’ye ait olarak bilindiğini söyledim. Virani’ye ait olarak da söyleniyormuş…
Abuzer Karakoç, “Alvar Türküleri” kasetinde Virani’nin deyişlerinden okumuştur. Alvar, Kuluncak ilçesine bağlı bir köydür ve Başören de bu çevrededir.
Aklıma dün gece hal hatır için arayan ve Virani ile ilgili kitap yazmış olan Şah Hüseyin Şahin geldi ve aradım. S. Battal Yıldırım’ın anlatımlarından söz ettim. Malatya ile bir bağına rastlamadığını; Virani’nin mezarının Makedonya’da olmasına karşın yakın zamanda İran’a gittiğinde orada da Virani Baba Türbesine rastladığını söyledi.

Amberi Baba

Sersem Ali Baba, Kanuni Sultan Süleyman döneminde vezirmiş ve asıl adı da Server Ali Paşa’ymış. Her nasılsa birden Bektaşiliğe intisap etmiş (Çelebiler, bu geçişin bizzat Anadolu’daki Alevi-Bektaşileri bölmek için Osmanlı tarafından kurgulandığını iddia ediyor.
Diğer bir iddia da bir sefer dönüşü Server Ali Paşa’nın tekkeden çok etkilendiği ve rütbelerini söküp Sersem Ali Baba olduğu, hatta ona bu yüzden “sersem” dendiği yolunda) ve kalkıp Balkanlar’a yerleşmiş. 16’ncı yüzyılda Malatya’dan Kalkandelen’e gelen Harabati Baba tekkeyi genişleterek bir dergâh haline sokmuş. Yıllar boyu buradan Balkanlara hem Bektaşiliğin Babagan kolu yayılmış, hem dervişler yetiştirilmiş, hem de dergâhın geniş arazisinde tarım ve hayvancılık yapılmış.
S. Gazi Yıldırım’ın ikinci savı yörede Amberi Baba adıyla bilinen kişi ile ilgili ve bu zatın yukarıda sözü edilen kişi ile aynı olduğu yolunda…
Yoksa Harabati babadan sonra Sersem Ali (Harabati Sultan) Dergâhı Postnişini olan Malatyalı Mehmet Baba (vefat H. 1199) mı?

Sözlü kültürümüzün yazıya geçirilmesinde önemli adımlar atıldığında pek çok gerçeklerin yerine oturacağı da bir gerçek olup, sav da olsa konular araştırılmalı ve gerçekler ortaya çıkarılmalı. Çünkü tez, antitez ve sentez ile sürekli gelişme sağlanır ve bilinç giderek daha üst düzeylerde oluşur.