13 Eylül 2023 Çarşamba

12 Eylülün 43. Yılı

12 Eylülün 43. Yılı

12 Eylül faşist darbesi yapıldığında 27 yaşında bir gençtim. Urfa'da on beş öğretmenli bir okulda bağımsız müdür olarak görev yapıyordum. Kırk üç yıl geçti aradan ve olanlar, yaşananlar asla unutulmayacak.

Darbenin yedinci ayında (Mart 1981) faşizmin baskısından ben de nasibimi aldım. Kısa süreli de olsa gözaltı, açığa alınma ve sürgün...
Yüzlerce kitap ve kasetin boş yere yok edilmesi yaşadığımız psikolojik ve siyasi baskılar ile diğer etkileri de düşünün artık...
Darbe ve sonrasında yıllarca insanlık dışı davranışlar ve uygulamalar yaşandı. Bunları yinelemek midemi bulandırıyor. Hele de bütün bunların demokrasi adına yapılması hem de Türkiye Cumhuriyeti devletin görevlileri eliyle yapılması uluslararası bir utançtır.
Kenan Evren’in emrine uyanların, izinde gidenlerin yaptıkları gibi, bazı sözleri de unutulmayacak!

Dönemle ilgili çok kısa bir anımı anlatayım.

Urfa Kız Enstitüsü Bahçelievler'de yeni yerine taşınmıştı ve eski binası da Garnizon Komutanlığı olarak kullanılıyordu. Bodrum katta bulunan tiyatro salonu da gözaltı ve işkence haneye dönüştürülmüştü.
Burada bulunduğumuz süre içinde bir gün, rütbesiz giyimli bir asker (en az albay olsa gerek) ile aramızda şu konuşma geçti.
“TÖB-DER’e üye misin?”
“Üyeydim.”
“İstifa mı ettin?”
“Neden istifa edeyim ki? Yasal bir dernek, kapatılınca üyeliğimde düştü.”
Yüzünü buruşturdu, pis pis sırıttı. Zaten çirkin görünümlü ve kısa boyluydu.
“Yasalmış!” dedi.
O zamanlar kan davaları bile sıkıyönetim işlerine bulaştırılıyordu. Hani “At izi it izine karışmış” derler ya; çok ilginç durumlar oluyordu. Pazartesi akşam götürülüştük, cuma günü öğleyin serbest bırakıldık.
Bu tür zatlara göre ülkemizde ne kadar demokratik kitle örgüsü varsa hep terörist vatan haini gibi nitelemelerle değerlendiriliyordu. Yasa dışı yasak gibi bahanelerle de baskı uygulanıyordu. Cumhuriyet hürriyet gibi gazeteler bile yasak sayıyorlardı. Kendilerine taraf olmayanlar zaten yüzyıllar öncesinden katli vacip ilan edilmişti.
Yalnız ülkemizde değil dünyanın hemen her yerinde sağın en büyük özelliği kargadan başka kuş tanımaması idi.
Günümüzde çok mu farklı diyeceksiniz? Elbette ki değil; hala cehalete prim veriliyor, 12 Eylül felsefesi ve faşizm yeni yöntemleriyle sürüyor...

Ballıkaya, 12 Eylül 2023

25 Haziran 2023 Pazar

Ballıkaya, Malatya ve Diğer Fotoğraflar

 23. Kitabım ‘Ballıkaya, Malatya ve Diğer Fotoğraflar’

Süleyman ÖZEROL

23. Kitabım Ballıkaya Malatya ve Diğer Fotoğraflar Haziran 2023’te yayınlandı. Böylece çektiğim ve elimde bulunan siyah beyaz fotoğraflarımı üçüncü kitap ile tamamladım. 152 Sayfalık kitap, Bizim Dijital Matbaasında basıldı.
1-Akçadağ İlköğretmen Okulu (1966-1972)/Siyah Beyazlar 1, Ankara 2021
2. Urfa ve Kısas Fotoğrafları (1972-1981)/ Siyah Beyazlar 2, Ankara 2022
3. Ballıkaya Malatya ve Diğer Fotoğraflar/ Siyah Beyazlar 3, Ankara 2023
Ancak bu kitapların ikincilerini de yayınlamamı isteyenler var. Gönderilen ya da bulunan fotoğraflar Belirli bir sayfaya ulaştığında onları da yayınlamak istiyorum.
Ekim 2022’de Ballıkaya’da yazdığım önsözünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ballıkaya Malatya ve Diğer Fotoğraflar

Türkiye'de siyah beyaz fotoğrafçılık yerini renkli fotoğrafçılığa bıraktı. Bununla birlikte renkli televizyon yayıncılığı ve de özel televizyonlar yayına başladı. 1986 yılı yazında var olan fotoğraf makineme renkli film takarak köyüm Ballıkaya'ya gittim. Köyümüzün kuzeyini baştanbaşa kaplayan kaya kuşağının batısında bulunan Dalkayalar’dan başlayarak İki Ağızlı Mağarası, Geyik Mağarası, Kurşaklı ve Ballıkaya kayaları, Büyük Mağara, Kuşboku Kayası, Sayağlı Kayaları, Alaçayır Yaylası, Sayağlı ve Mastik peribacalarının fotoğrafını çektim.
1988 ve 1989 yıllarında yeniden Kayabaşı’ndan ve mağaralardan (Kuzey) Köroğlu Tepesinden (Güney) ve Ecedemı yöresinden (Güneybatı) bahçeleri eski ve yeni yerleşim yerini, kayaları kapsayan fotoğraflar çektim. Darıderesi’nde Filonun Dağı-Kale, Yığma Tepeleri yeni görüntülerimi oluşturdu.
Doksanlı yılların başlarında Almanya'dan Zenit 12, uzun objektifli bir makine getirttim. Bununla da çektiğim fotoğraflar oldu. Ancak özel radyo ve televizyonların açılması nedeni ile programlara ve de 1998 baharında emeklik ile etkin gazeteciliğe başlamamla bu çalışmalarım yavaşladı.
1989 yılının Mart ayında, çektiğim köy fotoğraflarından bazılarını alarak Malatya İl Kültür Müdürlüğü’ne gittim. Kültür Müdürü Sami Çulcu’ya çektiğim fotoğrafları gösterdim. Köyümüzün tarihsel ve doğal yapısının tanıtılmasında katkılarını sunmalarını istedim.
Sami Çulcu, birkaç fotoğrafı eline alarak kaldırdı, “Gerçekten mi güzel, yoksa fotoğrafta mı böyle çıkmış?” diye sordu. Ben de “Gelin, görün daha iyi anlarsınız, daha da güzel” dedim. Bir yere telefon etti, konuştu, konunun müze ile ilgili olduğunu söyledi. “Baki Bey sizi bekliyor” dedi. Müzeye gittim, Malatya Müze Müdürü Baki Yiğit Hekimhanlı hemşerimiz, konuyu olumlu buldu ve oldukça ilgilendi. “Uygun bir zamanda gidelim” dedi.
Ne yazık ki Baki Yiğit aramızdan ayrıldı. Daha sonra müdür olan Adnan Erkuş ile görüştüm, fotoğrafları ona da gösterdim, Sami Çulcu ve Baki Yiğit'in sözlerini anımsattım. Bir arabaları olduğunu, her yere gidemediklerini söyleyince, “Ben araba bulurum, özel araba tutarım” dedim. Gönülsüz gibi “olur” dedi ama daha sonra konuyla ilgilenilmedi. Ancak köyümü tanıtma amacımı sürdürdüm.
Derken geldik bugüne…
2000'li yıllarda cep telefonları ile de fotoğraf çekilmeye başlandı. 2013 yılında yeni bir fotoğraf makinesi aldım, fotoğraf çekmeyi de sürdürdüm. 2019 yılında aldığım Huawei marka telefonla da makinem kadar kaliteli fotoğraflar çekmeye başladım. Neredeyse günlük fotoğraf çekiyorum, ancak kaliteli görüntüye sahip fotoğraflar çekmeye de gayret ediyorum.
Akçadağ İlköğretmen Okulunu 1972 yılında bitirip Urfa’ya öğretmen olarak atandıktan sonra fotoğraf çekmeye başladım diyebilirim. Türkiye'de siyah beyaz fotoğrafçılığın yerini renkli fotoğrafçılığa bırakana kadar amatör olarak Urfa ve Malatya’da fotoğraflar çektim.
Amatör fotoğrafçılığa başladığımın yarım yüzyılı sonunda iki fotoğraf kitabı yayınladım; Akçadağ İlköğretmen Okulu (1966-1972) Siyah Beyazlar-1 (Ankara 2020), Urfa ve Kısas Fotoğrafları (1972-1981) Siyah Beyazlar-2 (Ankara 2021). Elimde bulunan siyah beyazlar ile bazı kişilerin gönderdiklerini bir araya getirerek Ballıkaya ve Malatya ile genel fotoğrafları kapsayan Ballıkaya, Malatya ve Diğer Fotoğraflar/Siyah Beyazlar-3 ile siyah beyazları böylece kalıcı kılmış oldum.
Tüm katkı sunanlara teşekkür ederim.
Saygılarımla…