16 Haziran 2018 Cumartesi

Babamın Şiirleri ve İki Baba Şiiri

BABAMIN ŞİİRLERİ VE BİR BABA ŞİİRİ













Babalar Günü deyince hep aklıma babam, "Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi', babamın şiirlerini topladığım ve 2009 yılında Hollanda Twente Üniversitesi Araştırma Görevlisi kızım Gül Özerol'un katkılarıyla basılan 'Babamın Şiirleri' kitabım aklıma gelir.
Can Yücel babasına yazdığı şiirde, "Hayatta ben en çok babamı sevdim" der. Zaten şiirinin adı da böyledir. Babası Hasan Ali Yücel, 'Çağın en güzel gözlü maarif müfettişidir."Kitabımın giriş yazısından bölümleri sizinle paylaşmak istiyorum.

BABAMIN ŞİİRLERİ

Can Yücel, babası Hasan Ali Yücel için yazdığı şiirinde böyle der. Bu dize aynı zamanda şiirin de adıdır. Ben de Can Yücel’e katıldığım gibi, buna babamdan oldukça etkilendiğimi eklemeliyim. Resim yapmak, şiir yazmak, not tutmak, çeşitli el becerileri; kalıtsal özellikler hep yansımış!Çiftçiliğin yanında duvar ustalığı, marangozluk, soba boru yapımı-onarımı, kap kacak onarımı ve daha birçok alanda becerisi olan babamın bir defteri vardı. Bu defterde neler yoktu ki? Askerlik dersleri, resimler, anılar şiirler... İlkokulda var olan resim yapma ve şiir yazma hevesimi, Akçadağ İlköğretmen Okulunda okurken babama özenerek sürdürdüm. Hatta bir defter (Hayır, iki defter) de ben düzenledim. Babamın eski defterindeki birkaç şiiri kendi defterime de yazmıştım. Bugünkü yazdıklarımın temelini oluşturan yazılar o defterlerle başlamıştı.II. Dünya Savaşının ülkemizi dolaylı da olsa etkilediği yıllarda yedi-sekiz yaşlarında babasız kalıp, zor yaşam koşullarında beş nüfusun geçimini annesiyle birlikte sağlamaya çalışmış, oldukça zeki olmasına karşın kimsesizliği nedeniyle ilkokuldan sonra okula gidemediğinden bizzat yaşama atılması deneyimlerinin gelişmesinde büyük etken olmuş, zamanla duygu ve düşüncelerini yazarak dile getirmiş.1954–2002 yılları arasında yazmış olduğu şiirleri birçok kez gözden geçirerek bir defterde toplayınca 70–80 sayfayı bulan bir şiir dosyası oluştu. Kendi kaleminden yaşam öyküsünü ve şiirle ilgisini anlatan bir yazı yazmasını istedim. Yazdığı yazıyı da önsöz niyetine düzenledim (2002). Daha sonra bazı şiirlerini de ekledim. Böylelikle, şiirleriyle birleştirerek yarım yüzyıllık şiir serüveninde yazmış olduklarını bir arada sunmuş oluyor ve kendisine armağan ediyorum.Babamın şairlik savı olmamasına karşın süreçte gelişen şiirlerini halk şiiri ile ilgilenenlerin değerlendirmeleri elbette ki her zaman bizim için birer ışık olacaktır.Saygılarımla... (Malatya, Ağustos 2009)

* * *
'Babamın Şiirleri' kitabımdan söz ettim, şimdi de baba ile ilgili şiir yazan Sayın Rıza Turhan'ın şiirini paylaşmak istiyorum. 
Kalemine sağlık.
Analardır adam eder adamı ama ata hakkını da unutmamak gerek.
Tüm babalara saygıyla...

O BENİM BABAMDI

O benim babamdı
Şafakla uyandırdı
Amele elleriyle
Avuç avuç su çarpar yüzüne
Ağzına bir iki lokma ekmek neyim atıp
Tozlu şapkasını vurup vurup dizine
Orağı elliği belinde
Giderdi gör kimin isine
Gög gözlerinde
Her zaman hüzün sarılığı vardı
Sesi güzeldi ama
Nedense türkülerini
Çoğunlukla ıslıkla çalardı
Hatır gönül kırmaz
Öfkesini içinde parçalardı

O benim babamdı
Amele ırgat çoban
Başkaları takvim dallarına tütün sarardı
O okur
Şapkasının zulasında saklardı
Çocukları için düşerdi yollara
Adana elleri yağmur sel
Kan sıcak
Bayır toz diken
Yorgun argın
Ağrı sızı
Okuttu bizleri teriyle
Işığı hep severdi

Rıza TURHAN