Sakin Olmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sakin Olmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mart 2018 Pazartesi

Sakin Olmak ve Bazı Güncel Konular Üzerine

Sakin Olmak ve Bazı Güncel Konular Üzerine

9 Ocak 2018 günü yakınımızda buluna 19 Mayıs Hastanesine gittik hanımın göz kontrol için. O kontrolü beklerken kahve içmek için kantine gittim. Ozan der başkanı Kenan Şahbudak 13 Ocak günü yapılacak genel kurul için aradığında konuşurken televizyon haberlerinde savaş, siyaset, gasp, trafik kazaları, çocuk istismarı, fuhuş ve daha pek çok konu yer alıyordu. Âşık Veysel demiş ya;

Derdimi dökersem derin dereye
Doldurur dereyi düz olur gider

Büyün bunlar olurken sakin olmak sözcüğü kafama takıldı. Bir yöre insanı ya da bir yörede oturan anlamındaki sakin değil elbette…
Sakin; davranışlarda soğukkanlılık…
Sakin olmak (sakinlik); soğukkanlı olma durumu, dinginlik…
Sakinleşmek; sakin duruma gelmek, durgunlaşmak, yatışmak…
Sakin durmak; durgun, sessiz, kimseye karışmadan davranmak…
Genel anlamda insan psikolojisinin, kendisi için rahat olma durumunun ifadesi denilebilir. Durgun, hareketli olmayan, heyecansız gibi kavramaları da barındırır.
Bekleme salonuna geçip oturdum. Bir elinde telefon birinde tablet, gözlüğü yüzünü neredeyse kapatmış, başı kapalı etekleri yeri süpüren oldukça genç bir bayan gelip sağ yanıma oturdu. Aynı giyimli bir başkası onun soluna, Anadolu’nun geleneksel giysileri ile rahatsızlığı yüzünden okunan seksen yaşında bir kadın da onu soluna oturdu.
Elinde tablet telefon olan gözlüğünü çıkardı, takma kirpikli, çevresinin tamamen boyalı gözünü telefona dikti, tablet de açık ve Arapça yazılar görünüyordu. Gözü telefonda ne yapıyorsa, tablete baktığı yoktu ama herkese görünüyordu...
İki gâvur icadı bir Müslüman işi…

Orhan Veli Kanık’ın şiirini anımsadım.

Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!


İkinci dünya savaşı dönemlerinde yazılan bir şiirde Orhan Veli; 1945 yılında Japonya’ya atılan atom bombasından 1948 yılının Şubat ayında yapılan, SSCB'nin katılmadığı İngiltere, Fransa ve ABD'nin Batı Almanya'daki işgal bölgelerinin konumunu belirledikleri toplantıdan söz eder.

Bir elinde telefon
Bir elinde tablet
Seni ne ilgilendirir
Hak hukuk adalet


Galiba Orhan Veli’den oldukça etkilenmişim, bir zaman ters öğüt yazmıştım. İşte birkaç dizesi…

Nene gerek
El için çile çekmek
Ye, iç, yat
Ayağını da ayağının üstüne at


Resim yapmak, fotoğraf çekmek, film ve televizyon izlemek ve daha pek çok “şey” günah değil miydi? “Saz çalmak el ile şarkı söylemek ağız ile zina etmektir” diyenler kendileri değil miydi? Edison’u cennete layık görmeyenler kendileri değil miydi? Bugün o günah dediklerini en çok yapanlar ise kendileri. Teknolojiyi para için kullanırken hiçbir şeyi araç etmekten çekinmeyenler kendileri. Hala bilmem kaç televizyonda bilim tekniğe, aydınlanmaya, tıpa hakaret ediliyor, yetmiyor küfür ediliyor, yetmiyor insanların katledilmesi öğütleniyor. Uluslararası yasalarda ve anayasamızda fikir ve söz hürriyeti var ama hakaret etme, katletme hürriyeti yok! Nedense bunlara da kimse karışmıyor…
Bugünlerde dinin güncellenmesi gerektiğinden söz ediliyor. Beş yüz yıl önce Osmanlı hala toprağına toprak katmak ve “cihat” sevdasında iken, Avrupa reform hareketlerini gerçekleştirerek dinde güncelleşmeyi gerçekleştirmişti. Galiba laiklik ilkesinin en güzel güncellenme olduğu unutuluyor…
Sakin olmaktan söz etmiştim ya; sakin olalım, akıl ve bilimi, teknolojiyi en geçerli yol gösterici olarak kabul edelim, pek çok sorun çözülecektir…

(Malatya SÖZ, 12 Mart 2018)