ANNEM ZEHRA ÖZEROL ARAMIZDAN AYRILDI

ANNEM ZEHRA ÖZEROL ARAMIZDAN AYRILDI



Süleyman ÖZEROL
Araştırmacı-Gazeteci 


Annem Zehra Özerol aramızdan ayrıldı...
1933 yılında Mezirme'de doğmuş annem. Babası Mustafa, annesi Tamam’dır. İbrahim, Hüsne ve Elif adlı kardeşleri var. Herkesin “Balıgızı”diye bildiği merhum Fatma Erol da annesinin daha önceki eşinden ablası... Annesi aramızdan ayrılınca, dedem hep öz anneleri olarak bildiğimiz Külük Ana dediğimiz Tamam ebemle evlenmiş. Külük Anam ben Akçadağ İlköğretmen Okulunda okurken izine geldiğimde önümde yuvarlanırdı. Neden mi? Sevincinden… Ben hem “okuyordum” hem de yanına gelmiş oluyordum…
Babam 25 Şubat 1953 tarihinde evlendiklerini söylüyor. Hatta dokuz gün sonra kayınpederi, yani Mustafa dedem yaşama veda etmiş. Nüfusta 1 Kasım 1953 doğumlu görünsem de babam 22 Aralık 1953 günü doğduğumu söylüyor. Şehriban 1960, Yusuf 1965, Satı 1969, Mustafa 1973, Eylem 1978 yılında doğmuş. Hepsi evliler…
Yarım yüzyıldan fazla zaman öncesinde aklım yetmeye, çevremi tanımaya başladığımda baktım ki annemin tüm kardeşleri, çevredeki birçok kişi ona "bacı"diyor… Hani Şemsi Belli, “Halaya bibi derler” der ya; ben de anama “bacı” demeye başlamışım. Beni çok seven ve ilgilenen Satı Ebeme ise “ana” demişim. Ebem, yani babaannem gerçekten de bir ana gibiydi bana. Yaşamımda birçok şeyi ondan öğrendim. 1991 yılında aramızdan ayrıldığında hala belleği taze idi. Seferberlik ve Kurtuluş Savaşı dönemlerini dünmüş gibi anlatırdı. Çektiği sıkıntıları da… İnsanla ilgili olarak ebemin bir sözünü de hiç unutamam. “Etimiz yenilmez, gönümüz giyilmez, bir tatlı dil ile bir güler yüz yeter” derdi hep…
Bacım, hep bedensel olarak zayıftı. Geçen yaz rahatsız olduğunda doktora götürdüm ve ilaçlarını kullanmayı sürdürdü. Ancak sonbaharda babamın hayvandan düşüp omuz kemiğini kırdığı zaman köyde yalnız kaldı bir süre, kendisine de bakamadı, yine hastalandı. Babamı hastaneden çıkardığımızda Malatya’da bir hafta kadar kaldılar. Tekirdağ Çorlu Adliyesinde çalışan kardeşim Yusuf gelerek ikisini de oturduğu Çorlu Velimeşe Beldesine götürdü.
Rahatsız olduğunu öğrenince hanımla 5 Şubat 2012 günü oraya gittik. İstanbul'dan da dayımın eşi ve çocukları, yeğenim ve eşi, akrabalarımız geldiler. İyice zayıflamış, konuşamıyor, yemek yiyemiyordu. Hatta suyu bile zor içti. O gün öğleden sonra saat 14.30 sıralarında aramızdan ayrıldı. Velimeşe Belediye Başkanı Sayın Rasim Yüksel ve yardımcısı ile kardeşim Yusuf'un arkadaşları, komşuları, oradaki akrabalarımızdan gelenler oldu. Başkan cenaze arabası verdi ve cenazeyi Malatya Hekimhan Ballıkaya Köyünde 7 Şubat günü toprağa verdik.
Tekirdağ Çorlu Velimeşe Belediye Başkanı Rasim Yüksel, Başkan Yardımcısı Mustafa Örnek, şoförler Hüseyin Coşkun ve Bahadır Güven, Pütürgeli hemşerim İbrahim Vural ve adını anımsayamadığım tüm ilgilenenlere, cenaze ile köye kadar gelen yakınlarımıza, cenazeye katılanlara, başsağlığı iletisi gönderenlere, telefon edenlere… Tümüne teşekkür ediyorum. 27 Temmuz 2011 günü Ballıkaya’ya gelerek annem ve babamı çektikleri fotoğraflarla ölümsüzleştiren Sayın Kadir İncesu ile Sayın Rıza Parlak’a ayrıca teşekkürler…
Artık anam yok, artık bacım yok...
Allah rahmet eylesin. 


Ankara, 16.02.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder