31 Temmuz 2018 Salı

Tanrının Evini Yıkmak

Tanrının Evini Yıkmak

Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in “Acıyı Bal Eyledik” şiiri başta olmak üzere bazı şiirleri bazı sanatçılarca seslendirilmiştir. 1927'de Sivas'ın Gürün ilçesinde doğan Korkmazgil’in şiirdeki şu dizeleri unutamam;

Hor baktık mı karıncaya
Kırdık mı kanadını serçenin
Vurduk mu karacanın yavrulusunu
Ya nasıl kıyarız insana


Anadolu insanı, insanı en değerli yaratık (Eşrefi Mahlûkat) olarak kabul eder ve başköşeye oturtur. İnsanı, “Ben size şah damarınızdan daha yakınım” diyen tanrının insanı kendi nurundan ve kendi suretinde yarattığına inanır. İnsanı “tanrının evi” olarak da kabul eder. İnsanı katletmeyi, yok etmeyi, “Tanrının evini yıkmak” olarak değerlendirir.
İnsanı bu denli yücelten, ululaştıran birilerinin katletmek, yok etmek, yakmak, zarar vermek gibi eylemlerde bulunmasını düşünebilir misiniz?
Ancak bu eylemleri din adına yaptıklarını söyleyerek insanlık suçu işleyenleri gördüğümüzde insanlığımızdan utanırız.

Gelin dinin ne olduğuna bakalım…
Din, insanları Tanrıya bağlayan kutsal bir bağdır. Akıl sahibi olan insanları kendi seçimleri ile bizzat hayırlı olan şeylere götüren kutsal bir yoldur. Bütün dinlerde var olan ortak olgu, insanı doğru yola ulaştırmaktır. Ortak olan kavramlar da yol, inanç, töre ve kulluktur. Ancak kulluk; körü körüne boyun eğme değil, kul hakkına saygı duyma temelinde olmalıdır. Kul dediğin insanı Kâbe bilmeli, her şeyden üstün tutmalıdır.
Durum böyle olmasına karşın pek çok söylem ve eylemi din adına gerçekleştirdiklerini dile getirenlerin hiç de din ile ilgileri olmadığını görürüz. Dini kendi çıkarlarına göre kullanma, alet etmeden başka bir şey değildir yaptıkları…

Hasan Hüseyin’e verelim yine sözü:

Gün gün ile barışmalı
Kardeş kardeş duruşmalı
Koklaşmalı söyleşmeli

Ve daha sonra şöyle der;

Kör olasın demiyorum
Kör olma da
Gör beni


2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta 37 insanı yakan, yakmayı seyreden, alkış tutan, sevinenler bugün de Yunanistan’daki yangında olanlara aynı davranışları göstermekle insanlık dışı yaratıklar olduklarını bir kez daha kanıtladılar. İnsanlık değerlerini hiçe saydıkları, kör oldukları bir kez daha ortaya çıktı. Doğal yapının ağaç, hayvan ve insanlar ile birlikte yanıp yok olmasını dileyenlerin her yeri beton yapanlarla aynı düşüncede oldukları da başka bir gerçek…
Gericiler, yobazlar, cahiller din ve Tanrının ardına sığınarak Tanrının evini yıkmayı seviyorlar. Çok yazık, çok yazık…

(Malatya Söz, 28 Temmuz 2018)