12 Mart etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
12 Mart etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mart 2024 Salı

Sancılı ve Özürlü Demokrasi

 Sancılı ve Özürlü Demokrasi

1972 yılını yazında Urfa'ya atandım, Eylül ayında da Urfa Merkez Yetiştirme Yurdunda öğretmenliğe başladım.
Akçadağ İlköğretmen Okulundaki şiir yazma hevesim burada da sürdü, hatta daha da arttı. Okulda 1971 yılında iş dersinde yaptığım ciltli deftere şiirler ve yazılar yazdım, resimler çizdim. Bunları Urfa'da da sürdürdüm.
Yazdığım şiirlerin ikili dizelerinden seçme yaparak 25 Kasım 1971 tarihinde, ‘Şiirlerimden Beyitler’ başlığı altında topladım. 12 Mart 1971 Muhtırası ile ilgili olarak şu beyit vardı.

"Geldik 12 Mart muhtırasına
Türk demokrasinin yüz karasına"

Yetiştirme Yurdunda birlikte görev yaptığımız Mehmet Emin Kara, bunu okuyunca, “Türk ordusunu eleştirmişsin” dedi.
“Demokrasinin uygulanması ve korunmasını sağlamada görevli olanların anti demokratik davranışları elbette ki eleştirilmeli. Burada sorumlu olanlar, ülkeyi iyi yönetemeyenlerdir” dedim ve de tartışmayı uzatmadık.
İktidarda Küçük Amerika heveslisi bir parti ve yandaşları vardı. Ülkeyi iyi yönetemiyorlardı ki ordu yönetime el koymuştu. Ancak ordu, sağ gösterip sol vurdu. Ülkeyi yönetemeyenlerden değil, demokrat kesimden hesap sordu 
(!). Aynı amaçla (!) hareket eden 12 Eylül 1980 darbesi ise daha acımasız bir darbe oldu. 
Yarım yüzyıla aşkın bir süre önce gerçekleşen bu darbe ve sonrada yaşananları konu edinen pek çok makale, kitap yayınlandı. Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu’nun Özürlü Demokrasi kitabı bunlardan biridir.
Demokrasi, sözcük anlamıyla halkın kendi kendisini yönetmesi olarak tanımlanır. Halk kendi kendisini nasıl yönetecektir? Temsilcileriyle… Bu yönetim sırasında işler gereği gibi yürütülmediğinde demokrasi “sözde” kalacaktır elbette. İşte asıl sorun da burada… Uygulanırsa, “demokrasi”, uygulanmazsa “sözde demokrasi” var demektir. H. Nedim Şahhüseyinoğlu 18. kitabında, ülkemizde demokrasinin kurum ve kuruluşlarıyla işleyişini gerçek anlamda yerine getirilmediği belirtilirken, hala rayına oturmamışlığından ve çarpıklıklarından söz ediliyor. Kitabın 5. Bölümü ‘Muhtıralı-Darbeli Demokrasi’ başlığını taşıyor. Bu bölümde muhtıralar ve darbelerle demokrasinin gerçekleştirmek istenmesi konusu işlenmiş. Darbeler dönemindeki anti demokratik ve insanlık dışı uygulama ve davranışlardan örnekler de var.
Sıkıyönetim dönemlerinde ve sonrasında b*k yedirilen milletvekillerinden tutun da cop sokulanlar, ırzına geçilenler, çeşitli işkenceden geçirilenler, fişlenenlerin yaşadığı hesaba katıldığında bütün bunlar yüz karası değil de nedir? Demokrasinin en önemli özelliklerinden olan 'eşitlik' ve 'adaletin' sağlanamadığı bir ülkede de demokratik yönetimden söz edilebilir mi?
Demokrasiye özümsemeyen hatta cehaletin pençesinde olan toplumdan çıkan yöneticilerin hâkim olduğu ülkemizde ne olması beklenir ki?
Sancılı ve özürlü demokrasi...
Hala ülkemizde yaşayan halkları potansiyel suçlu, kendi dışındakileri terörist vatan haini ilan eden, dinin sırtından geçinen iktidarların layık görüldüğü ülkemizde elbette ki demokrasi özürlü olur.
Çok yazık çok!
Darbeleri savunanlar, darbe yöntemlerini uygulayanlar hala demokrasiden söz ediyor...

12 Mart 2024