24 Kasım 2020 Salı

Öğretmenler Günü Anımsatıyor

Öğretmenler Günü Anımsatıyor
Urfa, 1972











1972 yılı yaz döneminde Akçadağ İlköğretmen Okulunu bitirdim.
Urfa Merkez, Öğretmenliğe başladığım zaman, 1972...
İlk görevim Yetiştirme Yurdu Öğretmenliği...
O zamanlar bir şiir yazmıştım kendimce...

Mesleğim

Malatya’ya bağlı Hekimhan ilçesinin
Ballıkaya köyünden Hasan oğlu
Süleyman Özerol
Sekiz yüz yetmiş lira maaşlı
Dokuz yıl mecburi hizmetli
Bir öğretmenim
Önemsenmeyen, hor görülen
Kutsal meslektenim...


Urfa, 12 Kasım 1972

Daha sonra şiiri özleştirerek aşağıdaki biçime dönüştürdüm.

Ben bir öğretmenim
Önem verilmeyen
Hor görülen
Kutsal meslektenim


12 Eylülden sonra Siverek'e sürgün edildiğimde şiirime yeni bir biçim verdim.

Ben Bir Öğretmenim

Ben bir öğretmenim
Önemsenmeyen hor görülen
Oysa kutsal olan meslektenim

Ben ki okumayı öğretirim
Yazmayı öğretirim çocuklarımıza
İnsanlığı sevgiyi barışı öğretirim

Bir yapı hazırlarım yarınlarımıza
Dün benden sorulur
Yarınlar benden sorulacak
Çünkü ilk basamak benim


Siverek, 7 Eylül 1981

25 Eylül'de Malatya Battalgazi Toygar'da göreve başladım. 1985'de Boran Köyü İlkokulu açtım. 31 Aralık 1987 günü Yeşiltepe Ahmet Parlak İlkokulunda dört yıla yakın çalıştım. Ekim 1991, bir sürgün daha; Malatya Merkez Şehit Yzb. Hakkı Akyüz İlköğretim Okuluna. Buradan emekli olduğumda 25 yıl 7 ay görev yapmıştım.
Derken yirmi yıl bitmek üzere emekli olalı.
Ne mi yapıyorum?
Hala öğretmenlik diyebilirim...
Neden mi?
Meslekte iken daha çok çocuklara ve ailelerine hitap ederken, şimdi basın yayın ile dünyaya hitap ediyorum.

Ankara, 24 Kasım 2017

23 Kasım 2020 Pazartesi

Okul Arkadaşım Mehmet Ali Gündüz Aramızdan ayrıldı

Okul Arkadaşım Mehmet Ali Gündüz Aramızdan Ayrıldı

Akçadağ İlköğretmen Okulundaki fotoğraflarımı düzenleyerek Akçadağ İlköğretmen Okulu (1966-972)/Siyah Beyazlar-1 fotoğraf kitabını oluşturdum. 19 Kasım 2020 günü, ISBN numarasına başvuru yaptım ve bununla ilgili bir duyuru yaparak Aralık 2020 başlarında az sayıda basımı gerçekleştirilecek olan kitaptan katkı sunan arkadaşlarıma göndermek istediğimi belirttim. Bazı arkadaşlar adreslerini yazdılar, kitap isteklerini belirttiler, teşekkür ettiler. 

Okul arkadaşlarımdan en fazla iletişim içinde bulunduğum Mehmet Ali Gündüz, 21 Kasım 2020 günü saat 12.28 aradığında sesi çok kötü geliyordu. Hasta olduğunu ve iyi durumda olmadığını belirtti. Kendisini yormamasını, sağlığına dikkat etmesini söyledim. 22 asım 2020 günü görüntülü aradı, kısaca hal hatır ettik ve daha iyi olduğunu belirtti (11.45). Adresinin bende olduğunu, kitap çıkınca göndereceğimi belirttim.
Ve bugün 23 Kasım 2020 Pazartesi…

12.29, Orhan İsmi ağabeyimiz, Mehmet Ali’nin fotoğrafını internetten gönderdi. Aklımdan geçmesine karşın konduramadım aramızdan ayrılmış olacağını. Çok geçmeden şunları yazdı.
“Canım, ciğerim, hümanist yüreğine tüm aydınlık renklerin ışıklarını nakışlamış güzel insan M. Ali Gündüz'ü sonsuzluğa verdik. Acıların tarifi de tükendi. Başımız sağ olsun.”
Mehmet Ali Gündüz, 1966-1972 yılları arasında Akçadağ İlköğretmen Okulunda birlikte okuduğumuz, Adıyaman Gölbaşı’ndan olup, güzel anılarımız olan arkadaşlarımdan biriydi.
Hak rahmet eylesin…
Kültür, sanat ve edebiyata meraklı idi. Kitaplarımın tümünü edinmişti. “Yeniden bastırdığın kitap olursa almak isterim, sormadan gönderebilirsin” derdi.
Şiir denemeleri vardı ve 3 Ekim 2016 tarihinde yaşamöyküsünü özet olarak kendisinden derlemiş, birkaç şirini de örnek olarak vermiştim.
Aramızdan ayrılan sevgili arkadaşımın anısına Sanatçılarım sitemde yayınlanan yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Mehmet Ali Gündüz 

12 Aralık 1953 tarihinde Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinin Balkar köyünde doğdu. Annesi Ayşe Fatma, babası Mehmet Turan'dır.
İlkokulu köyünde okudu. Akçadağ İlköğretmen Okulunda altı yıl yatılı okudu. 1972 yılında göreve başladı. 1978-1979 öğretim yılında Bursa Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Matematik dal öğretmeni olmasına karşın sınıf öğretmeni olarak görevini sürdürdü. Ağrı Doğubayazıt, Adıyaman Gölbaşı, İzmir Kiraz ve Torbalı’da görev yaptı. 1998 yılında emekli oldu, Torbalı’ oturuyor.
1979 yılında Zeynep Başeğmez Hanım ile evlendi, iki çocukları var.

‘Şiir Benim Umutlarım ve Keşkelerim’ Demişti

Akçadağ İlköğretmen Okulunda altı yıl birlikte yatılı olarak okuduğumuz arkadaşım Mehmet Ali Gündüz, zaman zaman şiirlerini paylaşır. Ben de önce kısa yaşamöyküsünü düzenledim, sonra -her ne kadar “ben şair değilim” dese de- şiir hakkındaki görüşlerini öğrenmek ve sizlerle paylaşmak istedim. Bakınız neler söylüyor…
“Ben şair değilim. Olsa olsa benimki bir öykünmedir. Benim için şiir; yaşanmışlıkların, umutların, özlemlerin, keşkelerin, bilginin, yaşamsal biriktirimlerin bir altın bileşkesidir. Ben de bu düşüncelerle kendimce bir şeyler yazdım. Şairim demek gibi bir hadsizlik yapamam. Bir görselden, sözden, olaydan etkilendiğim zaman duygular bazen şelale oluyor. O zaman kendimce bir şeyler dökülüyor dilimden.
Aklımda yanlış kalmadıysa, hayatımın en güzel altı yılını, ilk gençlik yıllarımı severek armağan ettiğim Akçadağ İlköğretmen Okulunda Edebiyat Öğretmenimiz Adnan Bey (Evrensel), “Edebiyat gençliğin süsü, yaşlılığın keşkeleri'' demişti. Bu sözü biraz değiştirirsek, şiir de benim 'umutlarım ve keşkelerim...'
Kimselerden ders almadım. Ustam yok. Kitabım, yayınlanmış şiirim de yok. Yazdıklarım da zaten toplumsal yayın sayfalarında…”

Siyah Beyazdı Resimler

Siyah beyazdı resimler
Ama hayat rengârenk
Cıvıl cıvıl kuşlar gibi
Gökyüzü bizimdi
Tüm denizlerinde kulaç atacaktık ülkemin
Resimler siyah beyazdı
Bizde kocaman bir ailenin çocukları
Hepimiz kardeştik
Akçadağlı günlerde

Resimler siyah beyazdı
Kimi babamız, ağabeyimiz, ablamız
Sevgilimiz kimi
Elleri öpülesi öğretmenlerimiz vardı
Ama resimler siyah beyazdı
Biz bilginin ışığında çok mutluyduk


Bina Ettim Aşkı

       Yunus'a Nazire

Çiçeklerle hoş geçinirim
Bulursam balı incitmem
Meyveye hasretim neden dalı inciteyim
Verince azacağımı
Alınca kızacağımı
Vermeden nereden bileceksin gönül
Saçımı ağarttım ocaklar yansın diye
Küle muhtaç oldum komşumun diye
Hikmetine bir şey dediğimiz yok
Gayretimize cevap ver yeter
Yaratanın hürmetine boyun eğip çirkine
Aşktan ve sevdadan geri kalmadım hiç
Elimden geldiğince
Bina ettim aşkı hep
Gülü incitmeden


Sen Öldün Tanrım

Alev alev yanarken dünya
Keyifle seyrediyorsan
Çocuklar ölürken
Ya da
Ölmüş anasının memesinden
Süt emerken bir çocuk
Sen öldün tanrım
Huriler senin olsun
Cennete de ihtiyacım yok
İnat bu ya
Sırat köprüsünden de geçmeyeceğim
O ki
Ölüyorsa çocuklar açlıktan
Sen öldün tanrım
Sen öldün