17 Şubat 2017 Cuma

Süleyman Özerolları Keşfetmek Neden Zor?

Süleyman Özerolları keşfetmek neden zor?
Murat Ceyhan


Süleyman Özerol’u özetlemek gerekirse, Zülfikar Sezen’ in şu sözleri sanırım yerine oturacağını düşünüyorum: “Özerol’ un en beğendim yanı sanat ve kültür eserlerini kayıt altına almanın önemli olduğu düşüncesidir. Onun için defterini yanından eksik etmez, kendince kayıt almak istediğini anında defterine not eder. İyi bir alışkanlık…” (Süleyman Özerol: "Zülfukar Sezen/Yarım Yüzyılı Aşan Sanatından", Sage Yayıncılık, Ankara 2016, s. 79)
Özerol, halk edebiyatı ve Türküleri konusundaki folklor araştırmacılığının yanı sıra ülkemizde değeri ve önemi layıkıyla pek anlaşılmamış biyografi çalışmalarıyla da dikkat çekiyor. Bu bağlamda Sezen’ in ifade ettiği satırların değeri ise bir farklı artıyor.
Ülkemizde bu konuda yapılan çalışmaların genel bütünlüğü, ön plana çıkmış sanatçılar üzerinde yoğunlaştığı gözlemlediğimiz gerçekler arasında. Oysa Anadolu mozaiğinde sanatı besleyen öylesine ana arterler var ki bunların büyük çoğunluğunu “anonim” başlığında yorumlayıp, bir anlamda sanat ve sanatçılarımıza istemeden saygısızlık, emeği değersizleştirmek yanılgısına düşüyoruz. Bu açıdan, ülkemizde telif haklarının gelişmemesini anlamamız da mümkün.
Özerol, yaptığı titiz çalışmalar ile yaşanan bu olumsuzlukları bir nebze olsun azaltan değerli araştırmalarımızdan. Bizlere hediye ettiği kültür taşlarından istifade etmek, hem entelektüel hem de yaşadığımız toplumu anlamlandırmak bağlamında oldukça büyük değere sahip. Diğer önemli taraf ise, kayıt altına alma kültürünü toplumumuza yerleştirme yolunda yaptığı bu çalışmalardır. Birçok teknolojik gelişmeye rağmen, toplum olarak kültürel değerleri kayıt altına alma alışkanlığımızın fazlası ile gelişmediğini üzülerek şahit olsak da maddi destek ve diğer farklı desteklerin (fon, vakıf ve STK) olmaması, bu çalışmaların sesinin cılız çıkmasındaki nedenler arasında olduğunu ifade etmek mümkün. Kültür ve Turizm Bakanlığının bu tür çalışmalar konusunda ne kadar destek verdiğini bilmiyoruz. Ayrıca Bakanlığın bu konuda yapılan çalışmalar konusunda bir kütüphane kurup kurmadığı konusunda da bir bilgimiz yok. Kültürel ve sanatsal konulara değer veren benim gibi insanlar, Süleyman Özerol’ ları samanlıkta iğne ararcasına bulma zorluğunu da ayrıca bakanlığın dikkate alması gereken önemli sorunların başında olduğunun altını çizmekte fayda görüyorum.
Folklor araştırmacısı ve iyi bir biyografi yazarı olan Süleyman Özerol, altına imza attığı çalışmalarını kültür ve sanata koyduğu yüreği nedeniyle bir emekli öğretmen maaşı ile gerçekleştirmektedir. O, her şeyin para ve her şeyin alınır satılır bir meta olduğu günümüzde, yel değirmenlerine karşı savaşan bir Don Kişot gibi; karanlığa ve cahilliğe karşı, öğretmen sabrı ile duvar örmektedir. Her yapıtı farklı bir lezzet ve keşif içeren bu çalışmalar, ufkumuzu açan bir deniz feneri misali bizi bekliyor. O feneri görmek ve rotamızı bu aydınlığa çevirmek gerçekten o kadar zor mu?
Süleyman Özerol’ un biyografi çalışmaları arasında; Babamın Şiirleri (Hasan Özerol/Yaşamı Şiirleri, Malatya 2009), Dirençli Eğitimci Örgütçü ve Araştırmacı H. Nedim Şahhüseyinoğlu (Yaşamı, sanatı, yapıtları, Ankara 2009), Vayloğ Dede/Yaşamı ve Hakkındaki Anlatımlardan Bazıları (Yaşamöyküsü, Ankara 2012), Hekimhanlı Ozan Kul Emici (Yaşamı ve Sanatı, Malatya 2013), Malatyalı Âşık Zeki Yıldırım (Yaşamı ve Sanatı, Ankara 2013), Bir Deli Rüzgâr (Şemsi Belli İle İlgili Yazılar, Ankara 2015), Ankara 2015), Zülfikar Sezen/Yarım Yüzyılı Aşan Sanatından (Yaşam öyküsünden) “Âşık Yoksuli” (Yaşamı ve Sanatı, Basılmamış), Merhaba Gülü (Metin Özer/Ozan Birfani İle İlgili Yazılar, basılmamış) sayabiliriz.

Ankara, 3 Şubat 2017
MURAT CEYHAN/ANARKO NİHİLİST GAZETECİ Sitesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder